The Hobbit: Beklenmedik Hüsran!

Öncelikle bu yazıyı yazarken, henüz The Hobbit: Unexpected Journey filminden yeni çıkmış ve hayalkırıklığını üzerinden atamamış bir J.R.R. Tolkien hayranı olduğumu dikkate almanızı rica ediyor ve yazıma başlıyorum.

Herşey Peter Jackson'ın The Hobbit: Unexpected Journey filmini çekme kararı ile başlamıştı. The lord of the rings üçlemesi ile kanımca başarılı bir iş çıkarmış Peter Jackson'ın yeniden Orta Dünya'ya Hobbit ile dönüyor olması son derece sevindirici bir haberdi. O günden beri her haberini, yayınlanan her fotoğrafını, videolarını takip ettik. Vizyon tarihi ve filme gireceğimiz o an geldiğinde ise nefesimizi tuttuk ve Orta Dünya'nın efsunlu kapılarının bize açılmasını bekledik.Sonuç ise gerçekten beklenmedik bir yolculuk oldu. Ben Beklenmedik hüsran demeyi tercih ediyorum aslında. 

Peter Jackson, kariyerine düşük bütçeli b-filmler ve yine kendi imkanları ile kotardığı korku projeleri başlayan, gerçekten yetenekli bir sinefildi. Kendisi Yüzüklerin Efendisi projesinin başına geçirildiğinde, özellikle kitabın okuyucuları tarafından şiddetle eleştirilmişti bu seçim. Ancak, yüzük kardeşliğini izlediğimizde, olabilecek en mükemmel kitap uyarlamalarından birini izlemiştik. ( kestiği onca önemli karakter ve ana rağmen ) Devam filmlerinde de başarısını katlayarak ilerleyen Jackson daha sonra King Kong gibi başarısız bir işe imza attığında hakkında soru işaretleri oluşmaya başlamıştı. The Hobbit: Unexpected Journey'ni izledikten sonra ise sadece Neden? diye sormak istiyorum ona. Yüzüklerin Efendisi gibi sinema tarihinin en epik işine imza atmış biri olarak Hobbit'i emeklilik işi olarak mı gördüğünü de merak ediyorum. 

Filmi IMAX ve 3D izlemiş biri olarak, son derece rahatsız oldum. Öncelikle pek çok türdaşının düştüğü hataya düşerek filmi 3D çekmek, gerçekçilik katmasının aksine projeyi yapmacık kılmaktan başka bir işe yaramıyor. Üstüne 48fps denemesi ise ayrı bir hayalkırıklığı ve filme zarar veren en etkili unsur oluyor. Adeta BBC belgeselleri gerçekçiliğinde izlediğimiz Hobbit'in, sanal bir dünya olduğunun elbette farkındayız ancak gerek başarısız animasyonlarla gerekte bu tarzda bir gerçekçilikle bu kadar gözümüze sokulmamalı. İzleyici, sinema salonuna girdiğinde, başka bir aleme geçtiği hissini yaşayamıyorsa bir sorun var demektir. Bu yüzden filme insanların IMAX hatta 3D gitmemesini tavsiye ediyorum. 

Hobbit ile yepyeni bir Orta Dünya macerası izlediğimizin farkındayız. Kitapta dahi bu ayrım ciddi oranda fark ediliyor. Tolkien'in Hobbiti, sırf oğluna masal olması amacı ile yazdığını da biliyoruz ancak, nerede Yüzüklerin Efendisinde ki destansı hava nerede bizi peşinden sürükleyen karakter derinliği nerede o değeri bilinmeyen alt-metinler. Peter Jackson'ın yeteneklerini aşağılamak haddim değil ancak karşımızda tamamen Yüzüklerin Efendisinin ve Yeni Zelanda'nın mirasını yiyen ortalama bir fantastik film çıkıyor. Gerek diyaloglarda gerekse olaylarda bu kadar klişe kullanmanın, efektlerin makyajı altına saklanmanın, sanki hiç olay olmuyormuş gibi kafadan karakter ve olaylar uydurup filmi uzatmanın, Tolkien'in yarattığı o harika olay örgüsünü bozmanın anlamını sorgulamaya devam edeceğim. Ayrıca belirtmek isterim ki filmdeki troller olsun goblinler olsun animasyonlarıyla son derece berbattı. Sene 2013 ve bu tarz durumlar gerçekten can sıkıcı.

Film üzerine bu kızgınlığımı bir kenara bırakıp, olumlu yanlara da odaklanmak isterim. Andy Serkis'i ayakta alkışlamak ve ömür boyu başarı ödülü vermek istiyorum.Ayrı bir parantezde ilerleyen yaşına rağmen Ian Mckellen ve Bilbo rolü ile Martin Freeman'a açılmalı. Dwarflara gelirsek, kitaptaki havayı filme taşıyabilmeyi başarmışlar.Ayrıca filmin gayet güzel başlayıp, ilerledikçe kendini kaybettiğini de belirtmek isterim. 

Sonuç olarak daha önce Star Wars serisinin başına gelenler aynen Hobbit ile yeniden yaşanıyor. Peter Jackson'ın geçmişten hiç ders almadığını görüyorum. Sonuçta Howard Shore'un en kötü filme koysan izleten müzikleri, efekt makyajına ve lord of the ringsin mirası arkasına saklanan vasat bir film görüyoruz. Bütün olumsuzluklara rağmen filme gitmenizi ve bunu yaşamanızı istiyor ve yazımı sonlandırıyorum, herkese iyi seyirler.